Kirli siyaset, kirli basın.
Birileri kabullensin veya kabullenmesin, iyi yada kötü basın mesleği dışında bir iş yapmıyorum ve sektörün içindeyim.
Seda Fidan
zonguldakseda@hotmail.com.tr - 05466635167Aktif olarak haber koşturmacası yapmasam da yıllardır bu sektörden ekmek yedim.
Kabul etseniz de etmeseniz de hem siyaset, hem iş dünyası hem de basın sektörü içinde kimin ne yaptığını çok iyi biliyorum.
Biliyorum ama aktif olarak çalıştığım dönemlerde de gazetecilik adı altında kimseyi özel hayatından vurmadım.
Siyasetçi, gazeteci veya iş insanını özel hayatları ile ilgili kötü eleştirilere maruz bırakmadım.
Çünkü insan insana saygı duymak zorunda.
Karakterine olmasa mesleğine, mesleği olmasa karakterine, o olmasa da herkes herkesin özel hayatına saygı duymak zorunda bence.
Bir siyasetçi; çatısı altında bulunduğu partinin misyon ve vizyonuna hakim ve onları yerine getirebiliyorsa, (İyiyse iyi, kötü ise kötü) saygı duymak zorundayız.
Bilmeyenlere Misyon kelimesi: İçinde bulunulan durum ve amaç,
Vizyon kelimesi ise: Gelecekle ilgili plan ve uzun vade demektir.
Yani bir siyasetçinin seçildiği veya atandığı partinin içinde bulunduğu durumu kabullenmesi ve amaçlarını amaç edinmesi gerekir.
Yine aynı siyasetçi o partinin gelecek planlarına dahil olmak zorundadır.
Asıl sorun o siyasetçi için bunların dışına çıkınca başlar.
Bir siyasetçi partisinin misyon ve vizyonunu kabullenip uyguladıysa iyi yada kötü, onu bir kenara bırakıp özel hayatını kamuoyunda tartışmamalıyız.
Bir iş insanı yaptığı yatırımlar, sağladığı istihdam ve ekonomiye kazandırdıkları, girdiği ekonomik krizler ile kamuoyunda tartışılmalıdır, özel hayatı kimseyi ilgilendirmez,
Bir gazeteci kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına görevini yapmalıdır, sırf avanta alabilmek adına, siyasetçinin, iş insanının özel hayatına müdahil olmaya kalkmamalıdır.
Sırf avanta alabilmek adına insanların hayatını Bok böceği gibi kurcalayıp gün yüzüne çıkaran gazeteci önce KENDI ÖZEL HAYATINA bakmalıdır.
Ben bu tip gazeteciliği yıllardır yapmadım.
Ama yıllardır bu tip gazetecilerden müzdarip olan ve bana dertlenen, o gazetecilerin gazeteciliğini eleştiren siyasetçi, bürokrat ve iş insanları kendi kıçlarındaki açığı bildikleri için bana eleştirdikleri gazetecileri de it gibi beslemekten geri kalmıyorlar.
Demek ki neymiş, “Deveye diken, İnsana söven yaranırmış”
Ben bu tür gazetecilik yapmadığım için eskiden; “Onların yaptığı gazetecilik değil işini layıkıyla yapan sensin” diyenler…
Şimdilerde; “Sen gazetecilik yapamıyorsun. Herkesin her şeyini biliyorsun da kaleme dökemiyorsun, paraya çeviremiyorsun” demeye başladılar.
Demek ki kaşınıyorlar,
Demek ki alışkanlık yaptı.
Demek ki bu tip siyasetçi ve iş insanları bunu fantezi olarak algıladılar.
“Bende istedikleri gibi olacağım artık gazetecilikte kirlenmiş siyasette” diyeceğim ama…
Ben sırf para için adam yerine koymadığım kişilerin fantezilerine alet olmam.
Bende olan bende kalsın.
Ben böyle iyiyim, yıllardır yokluktan ölmedim borcum birikti sadece
Yıllardır para için kimsenin fantezilerine de dahil olmadım.
Demem o ki, siyaset ve gazetecilik ne zaman düzelirse, o zamana kadar uzaktan bakmaya devam.
Kendim sütten çıkmış ak kaşık değilim ama kalemimi kirletmeyeceğim.
Herkes kendi çöpünün içinde boğulsun.
İlla kaşınanlar varsa gazetecilik dışında kaşımayı iyi bilirim kaşınanlar sırasını beklesinler.