05 Eylül 2024 - Perşembe

Basına gelince tasarruf gerekli, borç ödemeye gelince…

Yerel seçimlerin ardından çıkan ilk hükümet kararlarından biri kamu tasarrufu oldu.

Yazar - Seda Fidan
Okuma Süresi: 4 dk.
Seda Fidan

Seda Fidan

zonguldakseda@hotmail.com.tr - 05466635167
Google News

Bu tasarruf tedbirleri mecliste, bakanlıklarda ne kadar uygulanıyor görüyoruz.

Ama belediyelerde özellikle bir kalem üzerinde uygulandığını görüyoruz.

Reklam, matbaa ve basın bütçesi konusunda zaten cimrilik yapan başkanlara kamu tasarrufu gerçek bir bahane oldu.

Kendilerine gelince belediyenin kasasından veya hükümetten masraflarını alabilen belediye başkanları, basın, medya, reklam konularında ya işi yaptırmaktan vazgeçiyorlar ya da ödemeyi yapmamak için Deveye Hendek Atlatıyorlar.

Ama şükürler olsun ki hükümet, parti ayrımı yapmadan başlayan çalışmaları durdurmadı, çalışmalar devam ediyor.

Başkanlık koltuğuna oturan yeni başkanlar sanki sürpriz yumurtadan oyuncak çıkmasını bekleyen çocuklar gibi, "Yapılması gereken bütün hizmetler yapılmış, sıfır borç, kasada milyonlarca lira para" beklemişler ki, 5 aydır ağlayıp duruyorlar.

"Belediye borç batağı içinde bırakılmış"

"Yapılması gereken hizmetler yapılmamış"

"Kasa da beş kuruş para yok, kasa ekside bırakılmış"

"Seçim öncesi giden başkan belediye bütçesinden yüzbinlerce lira seçimde para harcamış" falan filan.

Sanırım ağlamayan belediyeler, Ereğli, Alaplı, Kilimli, Çaycuma, Çaydeğirmeni, Beycuma, Filyos Belediyeleri.

"Vaatlerinizi yerine getirecek misiniz" diyoruz, "Kamu tasarrufu var" diyorlar

"Basın Bayramlarında kutlama yarışına girdiğiniz, işinize gelince kamu görevi yapan basına bütçe ayıracak mısınız" diyoruz, "Kamu tasarruf tedbirleri kapsamına alındı, böyle bir bütçemiz yok" diyorlar.

"Hizmet için yeni kaynak yaratamaz mısınız" diyoruz, "Vatandaşta, iş insanları da ekonomik zorlukta yeni kaynak yaratmakta zorlanıyoruz" diyorlar.

Yenilere kamu tasarrufu bahane oldu.

Belediyeleri ağlama duvarına çevirdiler gerçek anlamda ama kendilerini bütçe ayırmadık dedikleri basına anlatırken de, "Biz ağlamaya değil, hizmet üretmeye, kaynak yaratmaya geldik" diyorlar.

Hükümetin kamu tasarrufu kapsamında uygulamaya başlayacağı “Sosyal Güvenlik Kurumu ve Vergi Dairesi" borçlarının ödenmesi konusu ise başkanların hiç işine gelmiyor.

Basına tasarrufu bahane eden ve tasarruf yapılmasını destekleyen başkanlar, söz konusu belediye alacaklarının tahsiline gelince de, "Bu borçlar geçmişten gelmiş, Ak partili başkandan kalmış, biz bu borçları nasıl öderiz" diyorlar.

Aday olan ve vaatlerle vatandaşı kandırmayı başaran bazı başkanlar her şeyi devletten bekliyor.

Özellikle Ak partili bir belediyede devlet bütçesiyle yapılan yatırımları, "Bunları devlet yaptı, başkan çalışmadı, belediye bütçesiyle yapılmadı" diyen muhalefet adayları Başkanlık koltuğuna oturunca, "Belediye bütçesi ile bazı hizmetlerin yapılması mümkün değil, devletten destek bekliyoruz" demekten de geri kalmıyorlar.

Başkalarına yapılınca ayrımcılık, kendilerine yapılmayınca zorunluluk oluyor.

Sadece seçimi kazanmak için atıp tutmasalardı, aday oldukları belediyelerin borçlarını, kaynaklarını araştırsalardı ilk beş ayda bu kadar ağlamazlardı

Neyse kendi düşen ağlamaz derler sayın başkanlar!..

"Kaz gelecek yerden tavuk esirgemediniz" adaylık sürecinizde

Oldukça yüklü paralar harcadınız.

Bu paraları çıkarmanız lazım belli ki…

Belediye bütçesinden değil, devletten bekliyorsunuz!..

Ama basın mensupları da, vatandaşlar da her şeyin hesabını sormayı iyi biliyor.

5/6 ay kısa süre.

Biraz daha beklenir sonra bakarız o işlere hem vatandaş olarak hem gazeteci olarak.

Senetle seçim zamanı da çabuk gelir.

Elinizi çabuk tutun ki sonrada sandıkta hesap vermeye maruz kalmayın.

Ağlamayı da bırakın artık.

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.