HAMZAÇEBİ; “İMAR BARIŞI KANUNU BARIŞ DEĞİL, YIKIM GETİRMİŞTİR”
İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi yaşanan depremin ardından imar barışı kanunu ve kentsel dönüşüm hakkındaki görüşlerini aktardı
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından tüm Türkiye’de olduğu gibi Zonguldak’ta ki imar planı, kaçak yapılaşma ve kentleşmede tekrar gözden geçirilmeye başlandı.
Bilim insanları ve işinin ehli insanların bilgi ve deneyimlerinden faydalanıldığı bu dönemde Zonguldak’ın önde gelen müteahhit firması Hamzaçebi Mühendisliğin sahibi İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi de düşüncelerini dile getirdi.
İmar Affı uygulaması 2018 yılının haziran ayında başlatıldığını ve yaklaşık 13 milyon binayı kapsadığını dile getiren İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi İmar affının yapılma sebeplerinden bir tanesinin de iskânı bulunmayan yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlatabilmek olduğunu, bu af ile beraber yıkım kararları ve idari para cezalarının da iptal edildiğini belirtti.
Hamzaçebi Mühendisliğin sahibi İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi yaptığı açıklamada; “Ülkemizin önemli bir bölümünde yaşanan büyük felaketin bir çok canımıza mal olması, bir çok binanın yerle bir olması, bir çok binanın da ağır hasar ve orta hasarlı olması benimde içinde bulunduğum yapı sektörü hakkında insanlarda olumsuz düşüncelere yol açmış bulunmaktadır. Elbette uzmanlar bu konular hakkında günlerce TV kanallarında ve yazılı basında görüşlerini açıklamaktadırlar.
Bu görüşler ana başlıklar halinde şu şekildedir: Denetimsiz yapılaşma ve yapı denetim eksikliği, Yanlış ve eksik malzeme kullanımı, Tarım alanlarına inşaat yapılması, Fazla kat yükseklikleri, Deprem bilimcilerinin açıklamalarının dikkate alınmaması, teknik yetersizliği olan kişilere müteahhitlik belgesi verilmesi ve İmar affı gibi…Yaşanan bu büyük afetle birlikte yeniden pek çok kişi tarafından “ imar affı nedir? ” sorusu gündeme gelmiş bulunmaktadır. Hatta yabancı ülkeler bile yapılan bu imar affı konusunda hayretlere düştüklerini açıklamışlardır.
Geçtiğimiz dönemlerde yapılan imar affı (imar barışı) yaşadığımız büyük afetin ardından birçok vatandaşın aklında soru işaretleri bıraktı. İmar affını basit bir dilde anlatmak gerekirse başta gecekondular olmak üzere imar yasasına uymayan tüm binalar üzerine yapılacak işlemleri tespit etmek, düzenlemek, değerlendirmek, bir bedel karşılığında müracaatlarını almak ve ilerde tapuya dönüştürmek için yapı kullanma belgesi vermekten ibaretti.
İmar Affı uygulaması 2018 yılının haziran ayında başlatılmış, yaklaşık 13 milyon binayı kapsamıştı. İmar affının yapılma sebeplerinden bir tanesi de iskânı bulunmayan yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlatabilmekti. Bu af ile beraber yıkım kararları ve idari para cezaları da iptal edilmişti.
Bilindiği gibi diğer illerde olduğu gibi bizim ilimizde de kaçak bir çok yapı imar affı kapsamına girmiştir. İmarsız yapılaşan, imar alıp ta imara uygun yapılmayan, mevcut imar hakkını aşan, tapusu olmayan, yapı kullanma belgesi olmayan, kat mülkiyetine geçmeyen yapılar bu yasadan yararlanmışlardır.
Her ne kadar ülkemizi yönetenler bu kanuna "İmar Barışı Kanunu" demiş olsalar da yaşadığımız büyük felaketten sonra bu kanunun olumsuz taraflarının daha çok olduğu anlaşılmış ve barış değil yıkım getirdiği gözler önüne serilmiştir..
%42 si 1.derece deprem kuşağında olan ülkemizde binalar için ilk akla gelen risk deprem riskidir. Özellikle 99 Marmara depreminden sonra kanunlaşan yapı denetim yasasından önce yapılan binaların bir çoğunda kullanılan inşaat malzemelerinin yapım ve kalitesinin yetersiz olduğu anlaşılmıştır. Ancak ne yazık ki 99 Marmara depreminin acıları çabuk unutulmuş ve eski yapılarla ilgili gerekli önlemler alınamamıştır. Kentsel dönüşüm yasası ile bir şeyler yapılmaya çalışılmış olsa bile bununda yetersiz kaldığı görülmüştür. Çok geç kalınmış olsa bile artık yeni bir adım atmanın zamanı gelmiştir” dedi.