Hastane önünde eylem

Zonguldak'ta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Örgütü'nün Amele Birliği Hastanesi için başlattığı eyleme; Zonguldak Demokrasi Platformu, Mil Sağlık Sen Şube Başkanlığı, Eğitim İş Sendikası'nın birlikte düzenlediği 'Sen de gel memlekete sahip çık' başlıklı basın açıklaması hastane önünde yapıldı.

Basın açıklamasına; CHP İl Başkanı Devrim Dural, Mil Sağlık Sen Şube Başkanı Barış Fidan, Zonguldak Demokrasi Platformu Sözcüsü Erdoğan Kaymakçı, Eğitim İş Sendikası yöneticileri, partililer ve hastane çalışanları katıldı.
CHP İl Başkanı Devrim Dural'ın açıklaması şöyle:
"Ülkemizde “sağlıkta dönüşüm yaptık, ülkeyi çağ atlattık” söylemlerinin yükseltildiği bu dönemde; Zonguldak’ta otoparksız bölge hastanesi gerçeği ortada dururken şimdi de 1939 yılında yapılan, kent belleğinin simgelerinden biri ve kültürel miras olması sebebiyle önemi büyük olan Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin, Sağlık Bakanlığı Sağlık Yapıları Yıkım Değerlendirme Komisyonu kararıyla taşınmasına karar verilmiştir.
Ne yazık ki ilimizde bir türlü hissedemediğimiz bu “sağlıkta çağ atlama” söylemleri ve eylemleri 1923 yılında yapılan Millet Hastanesine,bugünkü adıyla Atatürk Hastanesi Site Ek Hizmet Binasına kadar uzanmıştır. Üstelik söz konusu bina Kültür ve Tabiat Varlıkları koruma listesinde yer almasına rağmen Amelebirliği Hastanesinin buraya taşınması gündeme getirilmiştir.
Aldığımız duyumlar, taşınma sürecinin hızla başlatılmak istendiğini göstermektedir. “İki hastanenin birleştirilmesiyle altyapı ve otopark sorunu olmayacak” denilse de Site binamızın otoparkı heyelan nedeniyle hâlen kapalıdır. İkinci bir otoparksız hastaneyi Zonguldak’ın kaldırabilmesi mümkün değildir.

Elektrik sistemi ve mevcut altyapının bu artan yükü nasıl kaldıracağına ilişkin herhangi bir teknik hesaplama yapılmış mıdır?
Acil servisin kalacağı belirtiliyor; ancak travma vakaları geldiğinde nasıl bir düzenleme yapılacağı belirsizdir. Müşahede odaları ve yatak sayısı artırılacak mıdır, yoksa uzun süreli gözleme ihtiyaç duyan göğüs hastaları mağdur mu edilecektir? Merkezi oksijen sistemi kurulacaksa Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu buna onay verecek midir?

Site binasında morg bulunmamaktadır. Bu temel hizmet nasıl sunulacaktır? Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesindeki özellikli birimlerin akıbeti nedir? Site binası bu nitelikli hizmetleri karşılamaya uygun mudur, yoksa bazı birimler sessizce kapatılmakta mıdır?

135 yatak kapasiteli Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin yatak sayısı düşürülecek midir? Site Hastanesinde 135 yatak için yeterli alan var mıdır? Duyumlarımız, yatak sayısının 70–80’e düşürüleceği yönündedir. Yatak sayısı ve hastane sınıfı düşürülürse, sağlık çalışanlarını doğrudan etkileyen personel dağılım cetveli değişecek midir? Hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanları azaltılacak mıdır?
Site Hastanesinde hâlen 300’e yakın personel görev yapmaktadır. Göğüs Hastanesinden gelecek yaklaşık 300 personelin giyinme odaları, nöbet alanları, yemekhane gibi temel ihtiyaçları için nasıl bir hazırlık yapılmıştır?
Hastalarımıza her fırsatta “otel konforunda hastane yaptık” diye övünenler, bu hizmeti Site Hastanesinde nasıl sunmayı planlamaktadır? Sağlık hizmet binaları “ben yaptım oldu” anlayışıyla yönetilirse, bugün Zonguldak’ın yaşadığı tablo kaçınılmaz olur.
Dört yıldır atıl durumda olan eski SSK Hastanesi binası için “yıkılacak mı, güçlendirilecek mi?” sorusuna Sağlık Bakanlığı hâlâ karar veremezken, Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi için bu kadar hızlı karar verilmesinin sebebi nedir? Bu acele neden kaynaklanmaktadır? Kamuoyu bunu bilmek istemektedir.
Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin hangi tarihe kadar taşınacağı, taşınma sonrasında akıbetinin ne olacağı ve Zonguldak halkının bu süreçte nasıl bir sağlık hizmeti alacağı konusunda bilgi talep ediyoruz. Bu soruları Zonguldak halkı adına soruyoruz.
Sürecin şeffaf bir şekilde anlatılarak ve toplum ikna edilerek yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz.
“Hastane üzerine hastane “çözümü çözüm değil çözümsüzlüktür.
Ben yaptım oldu mantığıyla,alelacele olgunlaştırılmadan yapılan işlerin Zonguldak’ın sağlık sistemine verdiği zararı görüyor tekrarından kaçınılması zorunluluğunu ortaya koyuyoruz.
Sürecin takipçisi olacağız."