Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.
"Canın sıkıldıkça gazete/dergi çıkarıyorsun" diyenleri duyar gibiyim...
Ben bu mesleğin en saygın halini biliyorum.
Ayaklar altına alınmış bir camiada olmak istemiyordum ara verdim.
Şimdi bakıyorum da sadece Zonguldak basınında değil, yöneticilerde, siyasetçilerde, iş camiasında vesaire kalite hep düşüyor.
Bakıyorum ki; "Körler sağırlar birbirini ağırlar" misali herkes halinden ve kalitesizlikten memnun.
Bende 22 senedir bu meslekten ekmek yediğim için; "Başka ne iş yapabilirim" sorusunu hiç kendime sormadım.
Borçlandım, darda kaldım, tefecilere düştüm, ailemden, dostlarımdan destek aldım vesaire...
Satılık kalemde, satılık kişilikte olmadım.
Boş durmaktan, yalandan yere internet siteme bir iki haber atmaktan sıkıldım.
Bu nedenle herkesin kalitesi kendine mantığıyla yine eskisi gibi dik, avantacılık yapmadan işimi yapmaya çalışacağım.
Reklam verirseniz reklamlardan, gazetemi alırsanız gazete aboneliklerimden karnımı doyururum.
Kimse açlıktan ölmemiş bende ölmem sanırım.
Zonguldak'ın kalitesi!..
Hani bizi eleştiriyorlar ya; "Her önüne gelen gazete, dergi çıkıyor, çoğaldıkça kaliteniz azalıyor" diye...
İşte bu durum basın harici çoğu mesleklerde de aynı.
Sokakta insan yerine konulmayanlar bir yerden siyasete giriyor başkan oluyor... Memurluk koltuğunu ısıtamamış insanlar bir yerlere müdür olarak, idareci olarak atanıyor...
Kendi partisinde kedi köpek gibi yiyişenler, basındaki kavgaya bahane buluyor...
Yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık yapanlar parayı buluyor iş insanı oluyor basını satın almaya çalışıyor...
Bazı idareciler altındaki yandaşlarının sırtını sıvazlıyor sözde görev icabı deyip her haltı yemesine göz yumuyor...
Yeni yetme siyasetçiler gazeteciliği, yalakacılık olarak görüyor, kendinden olanı besleyip, kendinden olmayanı veya kendini eleştireni heryerden engelliyor.
Bazı siyasetçiler de kendi aleyhinde yazılınca sövdükleri gazeteciyi, başkasının aleyhinde yazınca yere göğe sığdıramıyor...
Eskiden gazeteciler gazetelerin abonelik bedelleri ve reklam gelirleriyle geçinirken, şimdi köşe yazılarında bile avanta almanın peşine düşüyor...
Eskiden özellikle bayan gazetecilere saygıda kusur etmeyen esnaf ve işadamlarının çoğu şimdi aynı gazetecilere parası var diye, yemeler, içmeler, evler, arabalar, tatiller teklif edebiliyor..
Bazı oda başkanlarımız odanın parasını kadınla, kızla, kumarla yiyor, yöneticilerle zar atıyor...
Kalitesizliklerden örnekler verdim sadece.
Öyle belgeyle falan işim yok benim.
Herkes nasıl isterse yaşasın banane!..
Sadece kalitesizlik arttıkça hizmet azalıyor onu hatırlatayım dedim.
Azıcık kaliteli olun be!..
Olun ki boşa harcadığınız zamanı Zonguldak için harcamış olun.
He bu arada.
Canım sıkıldıkça değil, baskı parasını buldukça gazete çıkaracağım.
Patron maaşı ve avantayı bilenler eleştiri yapabilirler ama cesaret edip tek başına ayaklarının üzerinde durmak ne diye bir adım atabilseler sanırım kendi gruplarıyla 1 sene idare ederler sadece...
Ben ki yıllardır tek başımayım bilmem anlatabildim mi? |